Türkiye, bir terör tehdidini daha bertaraf etti. Evet, sonunda bu da oldu. Artık derin bir nefes alabiliriz. Çünkü bu kez künefecilerle savaştayız! Yanlış duymadınız: “Cemaatin künefe imamı yakalandı!” Evet, cemaatin şerbetli tatlı kolundan bu kişiler de nihayet deşifre edildi. Ahtapot gibi her yeri sarmışlar. Ege’den Güneydoğu’ya kadar uzanan şeker şerbet ağ çökertildi. Millet olarak artık huzur içinde yatabiliriz. Hatta gönül rahatlığıyla, terörist olmayan bir künefe bile yiyebiliriz.
Saray rejimi sağ olsun, her şeyimizi düşünüyorlar. Operasyonda neler ele geçirilmiş derseniz, işte listesi: 100 bin TL nakit para, 33 cumhuriyet altını ve 2 gram altın. Bunların lavaşın içine saklanıp saklanmadığı ise açıklanmamış. Operasyon oldukça kapsamlı yürütülmüş, beş ilde eş zamanlı baskın yapılmış. İçişleri Bakanlığı kaynaklarına göre bir sonraki hedef, “FETÖ’nün kadayıf kanadı” olacakmış. Elbette öyle yapılmalı. Cemaatin şerbetli tatlı koluna ait tüm birimler çökertilmeli. Fakat bu da yeterli değil. Sütlü tatlılar imamı kim, o da tespit edilmeli. Çünkü cemaatin sütlü tatlılar kolu da hala faaliyette olabilir.
Ama neyse, bu kadar makara yeter. Eskiden büyük balıklarla uğraşırlardı. Boydak Holding çöktü, İpek Medya çöktü, daha pek çok büyük şirket tasfiye edildi. Artık büyükler bitti. Şimdi ise sistem, dibini sıyırmakla meşgul. Daha küçük işletmelere, küçük markalara çökülüyor. İşleyiş hep aynı: Önce haraç istiyorlar, vermezseniz terörist ilan ediliyorsunuz. Ardından haraç mezat üç kuruşa, yandaşlar arasında paylaşılıyor. Bir süre önce hatırlarsanız, maydanoz dönere bile çökmüşlerdi. Şimdi de künefe zinciri “terör örgütü” ilan edildi.
Bu bir rejim stratejisidir. Önce gelirler, “haracınızı verin” derler. Çünkü saray rejimine ve rejimin tosunlarına para lazımdır. Peki ya haracınızı vermezseniz? O zaman vergi dairesi, belediye zabıtası, mali şube sıraya girer. Eğer haracınızı verirseniz, baş tacısınız. Ama “Bu işte hukuksuzluk var” derseniz, anında terörist ilan edilirsiniz. Sonrası malum senaryo: Mal varlıklarına el konur, yönetim kayyuma devredilir, ihaleler yapılır ve o kârlı işletme üç kuruşa bir yandaşa devredilir. Bu yolla semirir de semirirler.
Saray rejimi işte böyle işliyor. Olay artık “terörist şerbetli tatlıcılara” kadar geldi. Çünkü bir ülkede hukuk gidince, halkı “terörist” ilan ederek ayakta kalmaya çalışan mafyalaşmış bir iktidar kalır. Bugün yaşadığımız da tam olarak budur.
