Can Holding Operasyonu: Suçlamalar, Arka Plan ve Sarayın Hesapları

Bu sabah, Türkiye bir kez daha “büyük operasyon” manşetleriyle uyandı.

Can Holding’e “kara para aklama” ve “kaçakçılık” suçlamasıyla operasyon yapıldı.

İşte bu yayında bu operasyonun arka planını konuşacağız:
Saray bu operasyonu niye yaptı? Sarayın hesabı neydi?

Habertürk ve Show TV dahil, tam 121 şirketin mal varlıklarına el konuldu.

Ayrıca eğitim kurumları (Doğa Koleji, İstanbul Bilgi Üniversitesi), enerji, sağlık, lojistik ve turizm gibi sektörlerden şirketler de var.

El konulan şirketler kayyum olarak TMSF’ye devredildi.

Holdingin tepe yöneticileri de dahil 10 kişi için gözaltı kararı çıkarıldı.
Anılan kişiler arasında Mehmet Şakir Can, Kemal Can, Kenan Tekdağ gibi isimler öne çıkıyor.

İktidar medyası bunu hukuk işliyor tonunda veriyor. Çünkü ortada kaçakçılık ve kara para aklama iddiaları var.

Peki işin aslı öyle mi?
Bu operasyonun ardında ne var?
İktidar kara para ve kaçakçılık konusunda niye birden hassas oluverdi?


Can Holding’in Geçmişi

Can Holding’in adı, suç dosyalarına yabancı değil.
2002 ve 2016 yıllarında uluslararası kaçakçılık iddiaları ile gündeme gelmişlerdi.

2002 – “Duman Operasyonu”

  • Gürbulak – Kapıkule – Mersin hattında baskınlar
  • Yaklaşık 4 milyon paket sigara ele geçirildi
  • 8 trilyon TL’lik mali boyut söz konusuydu
  • Murat Can gözaltına alındı

O dönem bu operasyon “Türkiye’nin en büyük sigara kaçakçılığı dosyası” diye tanıtılmıştı.

Ama sonrası?
Cezayı, mahkûmiyeti, uzun yıllar hapiste kaldığını duyan oldu mu?
Hayır. Çünkü öyle bir şey yaşanmadı.

2016 – Uluslararası Kaçakçılık Soruşturması

  • Mersin ve Tekirdağ’da üretildiği iddia edilen sigaralar 11 ülkeye satıldı
  • Piyasa değeri 1 milyar dolar olarak açıklandı
  • Murat Can ve Mehmet Şakir Can yine gözaltına alındı

Bir milyar dolar… Bu sadece kaçakçılık değil, uluslararası organize suç ağı.
Ve yine… Sessizlik.
Ne tutuklama, ne de hapis.

Üstelik Muhammet Yakut, bu isimleri açıkça “Türkiye’nin en büyük akaryakıt ve sigara kaçakçıları” diye tanımlamıştı.

Yakut’un bu iddiaları doğruydu, yanlıştı…
Ama Saray’ın savcıları bu iddiaların üstüne hiç gitmedi.
Çünkü bu iddiaların doğru olma ihtimali Saray için hiçbir sorun teşkil etmiyordu.


Neden Her Seferinde Serbest Kaldılar?

Bu insanlar neden her seferinde serbest kaldı?

  • Eğer suçluysalar, neden cezalarını çekmediler?
  • Eğer suçsuzlarsa, o milyonlarca paket sigara kimin?

Türkiye’de yargı bağımsızlığı masalını çoktan yırtıp attık.
Bugün kimin tutuklanacağına, ne kadar içeride kalacağına hâkimler karar vermez.
Buna karar veren Saray iradesi ve yargı piyasasındaki tarifelerdir.

Evet, yanlış duymadınız: Tarifeler.
“Gerekli ödemeler” yapıldığında kapılar açılır.

Bunu Reza Zarrab çok net tarif etmişti: “Keş to yukarı…”
Parayı yukarıya akıtırsınız, yukarıdan da özgürlüğünüz iner.

Ödemelerinizi yapmazsanız nefes bile alamazsınız.
Holdinginize de çökerler.


Medya Satın Almaları

2024’e geldiğimizde Can Grubu, Ciner Medya’yı devraldı.
Habertürk ve Show TV gibi kanallar artık onların elindeydi.

Ama yayın çizgisi çok değişmedi.
Yine Saray’ın güdümündeydi.

Evet, bir A Haber, bir CNN Türk gibi de olmadı.
Ama tarafsız bir imaj vermeye çalışıyordu.

Tarafsızlık imajı vermeye çalışmak bile bu ülkede yeterli bir suçtur.
AKP rejimi, A Haber ve CNN Türk kıvamında mutlak bir yandaşlık ister.

Can Holding döneminde Habertürk, A Haber olmadı belki ama Saray’ın kırmızı çizgilerini asla aşmadı.
Eleştiriden arındırılmış, kontrollü yayınlar yaptı.

Ama belli ki bu bile yeterli olmadı.


11 Eylül 2025 Operasyonu

Ve bugün Can Holding’e operasyon yapıldı.

İstanbul Küçükçekmece Başsavcılığı yürüttü bu son operasyonu.

Resmî iddialar:

  • Suç örgütü üyeliği
  • Vergi kaçakçılığı
  • Kara para aklama

121 şirkete el koyma kararı ve 10 gözaltı…

İktidar medyası bunu “temizlik” olarak pazarlıyor.
Ama bu ülkede hiçbir operasyon tesadüf değildir.


Peki Neden Yapıldı?

Olay henüz çok sıcak.
Net bir şey demek kolay değil.
Ama bugün itibarıyla üç ihtimal sayabiliriz:

1. Yeterince Yandaş Olmamaları

İktidar, sembolik tarafsızlığa bile tahammül etmiyor.
Habertürk medya grubunu A Haber, CNN Türk kıvamına getirmek istiyorlar.
En ufak mesafe “hainlik” sayılıyor.

2. Ödemeleri Aksatmaları

“Keş to yukarı” sistemi tıkandığında, kafana böyle operasyon sopası iner.
Ödemeleri düzenli ve zamanında yapmak zorundasın.
Yoksa “nasıl olsa kucağımıza gelecekler” senaryosu devreye girer.

3. Para Bitti, Yandaşlarını Yemeye Başladılar

Ekonomi çöktü, kasa boşaldı.
Kayyım atarlar, üç kuruşa başka bir yandaşa satarlar.
O yandaş da göstermeliktir; gerçek sahibi yine Saray’dır.
Tıpkı A Haber – ATV örneğinde olduğu gibi…

Ama bu üç ihtimalin hepsi aynı anda geçerli olabilir.


Büyük Resim

Türkiye’de büyük sermaye ve mafyatik yapıların dokunulmazlığı siyasi bağlantılarla korunur.
Geçmişte kara para ve kaçakçılık yüzünden gözaltına alınan bu kişiler nasıl oldu da bugün medya patronu olabildi?

Cevap basit: Koruma.

Ama gün gelir anlaşmaya uymazsan ya da Saray’ın parası biterse, koruma kalkar.
Bir hamle ile seni bitirirler.


Sonuç: Yolun Sonu

Bu operasyonun amacı, “suçla mücadele” değil.
Bu, iktidarın kendi içinde hesaplaşması.

Yoksa ayyuka çıkmış kaçakçılık ve kara para suçlamaları ile bugünlere kadar gelinmezdi.

Ama bu tablo başka bir gerçeği de gösteriyor:
Saray iktidarının artık yolun sonuna gelmiş olması.

Çünkü bir rejim,

  • Yandaşlarını bile yemeye başlamışsa,
  • “Yeterince yandaş olamama” diye bir suç icat ettiyse,
  • Sermaye ile mafyatik ilişkilerini gizleyemez noktaya geldiyse,
  • Ve kendi beslediği işadamlarını da yemeye başladıysa…

O rejim çöküş sürecindedir.

Bugün Can Holding’in başına gelen, yarın başka bir “sadık dost”un başına da gelebilir.
Çünkü bu iktidarın tek sadakati vardır: Kendi iktidarını korumak.

Para bittiğinde, yargı sopası önce en yakındakine iner.

Tarih bize şunu söylüyor:
Hiçbir otoriter rejim, kendi yarattığı sermaye baronlarını yemeye başladıktan sonra uzun süre ayakta kalamamıştır.

Saray’ın bugün yaptığı, kendi sonunu hızlandırmaktır.

Ve geriye kalan tek şey, bu ganimet kavgasının faturasıdır.
O faturayı da her zamanki gibi yine halk ödeyecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir