YANARAK ÖLDÜRÜLEN BİR İNSAN VE KÜL OLAN VİCDANLAR


Vezir Mohammad Nourtani’nin Hikâyesi

Zonguldak. Kaçak bir maden ocağı. Ve orada çalışan bir Afgan işçi: Vezir Mohammad Nourtani.
Hatırlarsınız… Bir süre önce Zonguldak’ta bir Afgan işçinin yanmış cesedi bulunmuştu.
Yalnızca öldürülmemişti. Canlı canlı yakılmıştı.

Cesedi ormanlık bir alanda bulundu. Üzerine benzin dökülmüş, ateşe verilmişti.
Adli tıp raporu korkunç gerçeği ortaya koydu: Ciğerlerinde is vardı.
Yani nefes alırken yanmıştı.
Yani bu insan yaşarken yakıldı!


Bir Mülteci, Bir İşçi, Bir “Görünmeyen”

Neydi suçu?
Hiçbir suçu yoktu. Sadece maden işçisiydi.
Kaçak bir ocakta, üç kuruş uğruna çalışıyordu.
Kimliği yoktu. Güvencesi yoktu. Arkasında onu koruyacak bir devleti yoktu.

Türkiye’de sistemin “yok saydığı”, en alt tabakaya ittiği o görünmeyen insanlardandı.
Yani hem mülteciydi, hem garibandı, hem de “hesap sorulmaz” kategorisindendi.


Yargı mı? O da Gösteri İçin

Peki sonra ne oldu?
Cinayet ortaya çıktı. Soruşturma başladı. Yargı süreci işletildi.
Ama sonuç?
Her zamanki gibi… Göstermelik yargı, göstermelik cezalar.

Kaçak ocağın sahiplerine: 5 yıl 8 ay.
Delilleri karartan sanığa: 4 yıl 6 ay.
Diğer sanıklara: 1 yıl 8 ay, 2 yıl…

Yani…
Bu ülkede bir insanı diri diri yakarsan,
Ama o insan mülteciyse,
Ama arkasında kimse yoksa,
Çok da mesele olmaz.
Ceza mı? Birkaç yıl. Çıkarsın. Hatta belki müteahhitlik belgesi bile alırsın.


Asıl Soru: Bu İnsanlar Neden Burada?

Asıl meseleyi sormadan geçemeyiz:
Bu insanlar neden buradalar?
Neden madenin karanlığında, inşaat iskelesinde, tarlanın sıcağında ölüme terk ediliyorlar?

Çünkü bu iktidar, mültecileri bir siyasi pazarlık kartına çevirdi.
Avrupa Birliği’nden milyarlarca euro aldı.
“Biz onları burada tutarız, siz rahat uyuyun” dedi.

Yakın zamanda İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Erdoğan’a bizzat teşekkür etti:
“Mültecileri Avrupa’ya salmadığın için teşekkür ederiz.”


Avrupa Rahat Uyurken, Burada İnsanlar Yanıyor

Evet, Avrupa rahat uyusun diye bu insanlar burada köle gibi çalıştırılıyor.
Türkiye kasasını doldursun diye Vezir Mohammad’lar diri diri yanıyor.
Üstüne Erdoğan bir de çıkıp Avrupa’ya meydan okuyor:
“Biz 10 milyonu besliyoruz, bir o kadarını daha alırız.”

Ama sormuyor kimse:
Bu besleme değil. Bu istismar.
Bu, insanları “sığınmacı” diye etiketleyip insanlıktan çıkarmak.
Sonra ucuz iş gücü, sonra sigortasız ölüm, sonra “fail meçhul”.


Bu Adalet mi?

Ve mahkemeden çıkan cezaya bakınca bir kez daha anlıyoruz:
Bu adalet değil.
Bu, “mülteciler bize lazım, fazla kurcalamayın” mesajı veren bir yargı düzeni.

Peki biz ne yapacağız?
Bu düzeni…
Zalimden hesap soramayanı,
Katili affedeni,
AB parası uğruna insan haklarını pazarlayanı…
Ne yapacağız?


Asıl Yanan Ne Biliyorsunuz?

Vezir Mohammad’in bedeni yandı belki ama…
Asıl yanan bu ülkenin vicdanıydı.

Ama merak etmeyin…
O yanmış cesedin dumanı, bir gün bu çürümüş düzenin üstüne çökecek.
Ve o zaman hiç kimse kaçamayacak.
Ne Meloni…
Ne para…
Ne de o yaldızlı iktidar koltukları.

Çünkü sahipsiz Vezir Mohammad’in ahı,
Sessiz kalanlarla birlikte herkesi yakacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir